1. | Göğe ve târık'a andolsun. |
By the heaven and the Morning Starr | |
2. | Târık'ın ne olduğunu sen nereden bileceksin? |
Ah, what will tell thee what the Morning Star is! | |
3. | Parlayan yıldızdır. |
The piercing Star! | |
4. | Hiçbir can yoktur ki başında bir koruyucu (bekçi) olmasın. |
No human soul but hath a guardian over it. | |
5. | İnsan neden yaratıldığına bir baksın: |
So let man consider from what he is created. | |
6. | Atılan bir sudan yaratıldı. |
He is created from a gushing fluidd | |
7. | Bel ile kaburga kemikleri arasından çıkan (bir sudan). |
That issued from between the loins and ribs. | |
8. | O (Allâh), onu tekrar döndür(üp yarat)mağa kâdirdir. |
Lo! He verily is Able to return him (unto life) | |
9. | Gizlilerin (ortaya dökülüp) yoklanacağı gün, |
On the day when hidden thoughts shall be searched out. | |
10. | İnsanın ne bir gücü, ne de bir yardımcısı vardır. |
Then will he have no might nor any helper. | |
11. | Dönüşlü göğe andolsun, |
By the heaven which giveth the returning rain, | |
12. | (Bitkilerin çıkması için) Çatlayan yere andolsun ki, |
And the earth which splitteth (with the growth of and plants) | |
13. | O (Kur'ân), elbette (hak ile bâtılı) ayırdedici bir sözdür. |
Lo! this (Qur'an) is a conclusive word, | |
14. | O, şaka değildir. |
It is no pleasantry. | |
15. | Onlar (onu iptal etmek için) bir tuzak kuruyorlar. |
Lo! they plot a plot (against thee, O Muhammad) | |
16. | Ben de (onları yakalamak için) bir tuzak kuruyorum. |
And I plot a plot (against them). | |
17. | Hele sen o kâfirlere mühlet ver, biraz bırak onları (bildiklerine gitsinler). |
So give a respite to the disbelievers. Deal thou gently with them for a while. | |
Toplam 17 Ayet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder