1. | Allâh, kocası hakkında seninle tartışan ve Allâh'a şikâyette bulunan kadının sözünü işitti. Allâh, ikinizin birbirinizle konuşmanızı işitir. Çünkü Allâh işitendir, görendir. |
Allah hath heard the saying of her that disputeth with thee (Muhammad) concerning her husband, and complaineth unto Allah. And Allah heareth your colloquy. Lo! Allah is Hearer, Knower. | |
2. | Sizden kadınlara zıhar edenler (sen bana, anamın sırtı gibisin diyenler), bilmelidirler ki o kadınlar, onların anaları değillerdir. Onların anaları, ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Onlar, çirkin ve yalan olan bir söz söylüyorlar. Bununla beraber Allâh, affedicidir bağışlayıcıdır. |
Such of you as put away your wives (by saying they are as their mothers) - They are not their mothers; none are their mothers except those who gave them birth - they indeed utter an ill word and a lie. And lo! Allah is Forgiving, Merciful. | |
3. | Kadınlarına zıhar edip sonra söylediklerine dönenler, karılarıyle temaslarından önce bir köleyi hürriyete kavuşturmalıdırlar. Size öğütlenen budur. Allâh, yaptıklarınızı haber almaktadır. |
Those who put away their wives (by saying they are as their mothers) and afterward would go back on that which they have said, (the penalty) in that case (is) the freeing of a slave before they touch one another. Unto this ye are exhorted; and Allah is Informed of what ye do. | |
4. | Buna imkân bulamayan, temaslarından önce aralıksız olarak iki ay oruç tutmalıdır. Buna da gücü yetmeyen, altmış fakiri doyurmalıdır. Allah'a ve Elçisine inanmanız (onların sözlerini doğrulamanız) için bu hükümler konmuştur. Bunlar, Allâh'ın sınırlarıdır (bu sınırları tanımayan) kâfirler için acı bir azâb vardır. |
And he who findeth not (the wherewithal), let him fast for two successive months before they touch one another; and for him who is unable to do so (the penance is) the feeding of sixty needy ones. This, that ye may put trust in Allah and His messenger. Such are the limits (imposed by Allah); and for disbelievers is a painful doom. | |
5. | Allah'a ve Elçisine karşı gelen (onların koyduğu sınırlardan başka sınırlar koymağa kalkan)lar kendilerinden öncekilerin tepelendikleri gibi tepeleneceklerdir! Biz açık açık âyetler indirdik. kâfirler için küçük düşürücü bir azâb vardır. |
Those who oppose Allah and His messenger will be abased even those before them were abased; and We have sent down clear tokens, and for disbelievers is a shameful doomm | |
6. | Allâh onların hepsini tekrar dirilteceği gün ne yaptıklarını kendilerine haber verecektir! Allâh on(ların yaptıkları işler)i hep saymış (zaptetmiş)tir. Onlar ise onu unutmuşlardır. Allâh her şeye şâhiddir. |
On the day when Allah will raise them all together and inform them of what they did. Allah hath kept account of it while they forgot it. And Allah is Witness over all things. | |
7. | Göklerde ve yerde olanları, Allâh'ın bildiğini görmedin mi? Üç kişi gizli konuşsa mutlaka dördüncüleri O'dur. Beş kişi gizli konuşsa mutlaka altıncıları O'dur. Bundan az da, bundan çok da olsalar, nerede bulunsalar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyâmet günü, onlara yaptıklarını haber verir. Çünkü Allâh, her şeyi bilendir. |
Hast thou not seen that Allah knoweth all that is in the heavens and all that is in the earth? There is no secret conference of three but He is their fourth, nor of five but He is their sixth, nor of less than that or more but He is with them wheresoever they may be; and afterward, on the Day of Resurrection, He will inform them of what they did. Lo! Allah is Knower of all things. | |
8. | Görmedin mi şu adamları ki gizli gizli konuşmaktan menedildikleri halde yine o menedildikleri işe dönüyorlar; günâh, düşmanlık, Elçiye isyân hususunda gizli gizli konuşuyorlar. Sana geldikleri zaman seni, Allâh'ın selâmlamadığı bir tarzda selâmlıyorlar ve kendi içlerinde de: "Bu dediğimizden ötürü Allâh bize azâb etse ya" diyorlar. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü gidilecek yerdir orası! |
Hast thou not observed those who were forbidden conspiracy and afterward returned to that which they had been forbidden, and (now) conspire together for crime and wrong-doing and disobedience toward the Messenger? And when they come unto thee they greet thee with a greeting wherewith Allah greeteth thee not, and say within themselves: Why should Allah punish us for what we say? Hell will suffice them; they will feel the heat thereof - a hapless journey's end! | |
9. | Ey inananlar, aranızda gizli konuştuğunuz zaman günâh, düşmanlık ve Elçiye karşı gelme üzerinde konuşmayın; iyilik ve takvâ üzerinde konuşun ve huzûruna toplanacağınız Allah'tan korkun. |
O ye who believe! When ye conspire together, conspire not together for crime and wrong-doing and disobedience toward the Messenger, but conspire together for righteousness and piety, and keep your duty toward Allah, unto whom ye will be gathered. | |
10. | Gizli konuşma( fiskos) şeytândandır. (Şeytân insanları bu yola iletir ki) inananlar üzülsünler. Oysa o, Allâh'ın izni olmadıkça mü'minlere hiçbir zarar veremez. Mü'minler Allâh'a dayansınlar. |
Lo! Conspiracy is only of the devil, that he may vex those who believe; but he can harm them not at all unless by Allah's leave. In Allah let believers put their trust. | |
11. | Ey inananlar, size: "Meclislerde yer açın" dendiği zaman yer açın ki Allâh da size genişlik versin. Size: "Kalkın" dendiği zaman da, kalkın ki Allâh sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allâh yaptıklarınızı haber almaktadır. |
O ye who believe! When it is said: Make room in assemblies, then make room; Allah will make way for you (hereafter) and when it is said: Come up higher, go up higher; Allah will exalt those who believe among you, and those who have knowledge, to high ranks. Allah is Informed of what ye do. | |
12. | Ey inananlar, siz Elçi ile gizli konuşacağınız zaman bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şâyet (sadaka verecek bir şey) bulamazsınız, Allâh bağışlayandır, esirgeyendir. |
O ye who believe! When ye hold conference with the messenger, offer an alms before your conference. That is better and purer for you. But if ye cannot find (the wherewithal) then lo! Allah is Forgiving, Merciful. | |
13. | Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermenizden korktunuz mu? Çünkü yapmadınız. Allâh da sizi (bundan) affetti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Elçisine itâ'at edin. Allâh yaptıklarınızı bilmektedir. |
Fear ye to offer alms before your conference? Then, when ye do it not and Allah hath forgiven you, establish worship and pay the poor-due and obey Allah and His messenger. And Allah is Aware of what ye do. | |
14. | Allâh'ın kendilerine gazabettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar. |
Hast thou not seen those who take for friends a folk with whom Allah is wroth? They are neither of you nor of them, and they swear a false oath knowingly. | |
15. | Allâh onlar için çetin bir azâb hazırlamıştır. Onlar ne kötü işler yapıyorlar. |
Allah hath prepared for them a dreadful doom. Evil indeed is that which they are wont to do. | |
16. | Yeminlerini kalkan yapıp Allâh'ın yoluna engel oldular. Onlar için küçük düşürücü bir azâb vardır. |
They make a shelter of their oaths and turn (men) from the way of Allah; so theirs will be a shameful doom. | |
17. | Onların ne malları, ne de çocukları kendilerini Allah'a karşı koruyabilir. Onlar ateş halkıdır. Orada sürekli kalacaklardır. |
Their wealth and their children will avail them naught against Allah. Such are rightful owners of the Fire; they will abide therein. | |
18. | Allâh onların hepsini tekrar dirilttiği gün, dünyâda size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edecekler ve kendilerinin bir şey üzerinde bulunduklarını, (doğru yolda olduklarını) sanacaklardır. İyi bilin ki onlar yalancılardır. |
On the day when Allah will raise them all together, then will they swear unto Him as they (now) swear unto you, and they will fancy that they have some standing. Lo! is it not they who are the liars? | |
19. | Şeytân onları kuşatmış (ruhlarına hâkim olmuş) onlara Allâh'ı anmayı unutturmuştur. Onlar şeytânın hizbi(partisi)dir. Muhakkak ki şeytânın hizbi kaybedecektir. |
The devil hath engrossed them and so hath caused them to forget remembrance of Allah. They are the devil's party. Lo! is it not the devil's party who will be the losers? | |
20. | Allah'a ve Elçisine düşman olanlar, onlar en alçaklar arasındadırlar. |
Lo! those who oppose Allah and His messenger, they will be among the lowest. | |
21. | Allâh: "Elbette ben ve elçilerim gâlib geleceğiz" diye yazmıştır. Şüphesiz Allâh güçlüdür, gâliptir. |
Allah hath decreed: Lo! I verily shall conquer, I and My messengers. Lo! Allah is Strong, Almighty. | |
22. | Allah'a ve âhiret gününe inanan bir milletin babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabâları da olsa Allah'a ve Elçisine düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsin. Allâh onların kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile (kalb nuru veya Kur'ân ile) desteklemiştir. Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allâh onlardan râzı olmuş, onlar da O'ndan râzı olmuşlardır. İşte onlar Allâh'ın hizbi(partisi)dir. Muhakkak ki başarıya ulaşacak olanlar, Allâh'ı hizbidir. |
Thou wilt not find folk who believe in Allah and the Last Day loving those who oppose Allah and His messenger, even though they be their fathers or their sons or their brethren or their clan. As for such, He hath written faith upon their hearts and hath strengthened them with a Spirit from Him, and He will bring them into Gardens underneath which rivers flow, wherein they will abide. Allah is well pleased with them, and they are well pleased with Him. They are Allah's party. Lo! is it not Allah's party who are the successful? | |
Toplam 22 Ayet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder