Translate

30 Temmuz 2012 Pazartesi

69 - Hakka [ The Sure Calamity ]


1. Gerçekleşen,
The Reality!y
2. Nedir o gerçekleşen?
What is the Realityy
3. Gerçekleşenin ne olduğunu nerden bileceksin?
Ah, what will convey unto thee what the reality is!
4. Semûd ve 'Âd (kavimleri), başa çarpan olayı yalanladılar.
(The tribes of) Thamud and 'Aad disbelieved in the Judgement to come.
5. Bu yüzden Semûd (kavmi) azgın bir vak'a ile helâk edildiler.
As for Thamud, they were destroyed by the lightning.
6. 'Âd (kavmi) ise uğultulu, azgın bir kasırga ile helâk edildiler.
And as for 'Aad, they were destroyed by a fierce roaring wind,
7. (Allâh) Onu, yedi gece, sekiz gün ardı ardına onların üzerine saldı. O kavmi orada, içi boş hurma kütükleri gibi serilmiş görürsün.
Which He imposed on them for seven long nights and eight long days so that thou mightest have seen men lying overthrown, as they were hollow trunks of palm-trees.
8. Onlardan hiç geri kalan görüyor musun?
Canst thou (O Muhammad) see any remnant of them?
9. Fir'avn ve ondan öncekiler ve altüst olmuş kentler(in halkı olan Lût kavmi) de hatâlı iş yaptılar.
And Pharaoh and those before him, and the communities that were destroyed, brought error,
10. Rablerinin elçisine karşı geldiler. O da onları şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.
And they disobeyed the messenger of their Lord, therefore did He grip them with a tightening grip.
11. Su(lar) kabarınca biz sizi, akıp giden(gemi)de taşıdık.
Lo! when the waters rose, We carried you upon the shipp
12. Ki onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulak(lar) onu bellesin.
That We might make it a memorial for you, and that remembering ears (that heard the story) might remember.
13. Sûr'a bir tek üfleme üflendiği,
And when the Trumpet shall sound one blastt
14. Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp şiddetle birbirine çarpılarak darmadağın olduğu zaman,
And the earth with the mountains shall be lifted up and crushed with one crash,
15. İşte o gün, olan olmuştur.
Then, on that day will the Event befall.
16. Gök yarılmıştır; o gün o, zayıf, sarkıktır.
And the heaven will split asunder, for that day it will be frail.
17. Melekler de onun kenarlarındadır. O gün Rabbinin tahtını, üstlerinde sekiz (melek) taşır.
And the angels will be on the sides thereof, and eight will uphold the Throne of their Lord that day, above them.
18. O gün (Allah'a) arz olunursunuz. Sizden hiçbir giz, (Allah'a) gizli kalmaz.
On that day ye will be exposed; not a secret of you will be hidden.
19. Kitabı sağından verilen: "Alın Kitabımı okuyun" der.
Then, as for him who is given his record in his right hand, he will say: Take, read my book!
20. Ben hesabımla karşılaşacağımı sezmiştim zaten.
Surely I knew that I should have to meet my reckoning.
21. Artık o, memmun eden bir yaşam içindedir.
Then he will be in blissful statee
22. Yüksek bir bahçede.
In a high Gardenn
23. Ki devşirmesi kolay (meyvaları yakın. Oturan, elini uzatıp alabilir).
Whereof the clusters are in easy reach.
24. Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü âfiyetle yeyin, için!
(And it will be said unto those therein): Eat and drink at ease for that which ye sent on before you in past days.
25. Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke bana Kitabım verilmeseydi!"
But as for him who is given his record in his left hand, he will say: Oh, would that I had not been given my bookk
26. Şu hesabımı hiç bilmemiş olsaydım!
And knew not what my reckoning!
27. Keşke (ölüm) işimi bitirmiş olsaydı!
Oh, would that it had been death!
28. Malım bana hiçbir yarar sağlamadı.
My wealth hath not availed me,
29. Gücüm (saltanatım) benden yok olup gitti
My power hath gone from me.
30. (Allâh, cehennemin muhafızlarına buyurur:) "Tutun onu, bağlayın onu."
(It will be said): Take him and fetter himm
31. Sonra cehenneme sallayın onu!
And then expose him to hell-firee
32. Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu!
And then insert him in a chain whereof the length is seventy cubits.
33. Çünkü o büyük Allah'a inanmıyordu.
Lo! he used not to believe in Allah the Tremendous,
34. Yoksulu doyurmaya ön ayak olmuyurdu!
And urged not on the feeding of the wretched,
35. Bugün burada onun için candan bir dost yoktur.
Therefore hath he no lover here this day,
36. İrinden başka yiyecek de yoktur.
Nor any food save filthh
37. Onu, (bile bile) hatâ işleyenlerden başkası yemez.
Which none but sinners eat.
38. Yoo, yemin ederim; gördüklerinize,
But nay! I swear by all that ye seee
39. Ve görmediklerinize,
And all that ye see nott
40. Ki, o (Kur'ân) elbette değerli bir elçinin sözüdür.
That it is indeed the speech of an illustrious messenger.
41. O, bir şâ'irin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
It is not poet's speech - little is it that ye believe!
42. Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!
Nor diviner's speech - little is it that ye remember!
43. Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
It is a revelation from the Lord of the Worlds.
44. Eğer o, (Muhammed), bazı laflar uydurup bize iftirâ etseydi,
And if he had invented false sayings concerning Us,
45. Elbette onun sağ(elini veya kuvvet)ini alırdık.
We assuredly had taken him by the right handd
46. Sonra onun can damarını keserdik.
And then severed his life-artery,
47. Sizden hiç kimse buna engel olamazdı.
And not one of you could have held Us off from him.
48. O (Kur'ân), korunanlar için bir öğüttür.
And lo! it is a warrant unto those who ward off (evil).
49. Biz, içinizde yalanlayanlar bulunduğunu elbette biliyoruz.
And lo! We know that some among you will deny (it).
50. Doğrusu o, kâfirler için hasrettir.
And lo! it is indeed an anguish for the disbelievers.
51. O, kesin gerçektir.
And lo! it is absolute truth.
52. Öyleyse ulu Rabbinin adını tesbih et (O'nun eksikliklerinden uzak, yücelerden yüce olduğunu an).
So glorify the name of thy Tremendous Lord.

Toplam 52 Ayet.




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder