Translate

29 Temmuz 2012 Pazar

60 - Mumtehine [ The Examined One ]


1. Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Elçiyi ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları halde siz onlara sevgi iletiyorsunuz. Benim yolumda cihâdetmek ve benim rızâmı kazanmak için (yurdunuzdan) çıktığınız halde içinizde onlara sevgi (mi) gizilyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.
O ye who believe! Choose not My enemy and your enemy for friends. Do ye give them friendship when they disbelieve in that Truth which hath come unto you, driving out the messenger and you because ye believe in Allah, your Lord? If ye have come forth to strive in My way and seeking My good pleasure, (show them not friendship). Do ye show friendship unto them in secret, when I am Best Aware of what ye hide and what ye proclaim? And whosoever doth it among you, he verily hath strayed from the right way.
2. Onlar sizi ele geçirseler, size düşman olurlar, size ellerini, dillerini kötülükle uzatırlar ve inkâr etmenizi isterler.
If they have the upper-hand of you, they will be your foes, and will stretch out their hands and their tongues toward you with evil (intent), and they long for you to disbelieve.
3. Kıyâmet günü akrabânız ve çocuklarınız size fayda vermez. (Allâh) Aranızı ayırır. Allâh yaptıklarınızı görmektedir.
Your ties of kindred and your children will avail you naught upon the Day of Resurrection. He will part you. Allah is Seer of what ye do.
4. İbrâhim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır; onlar kavimlerine "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi(n taptıklarınızı) tanımıyoruz. Siz, bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir" demişlerdi. Yalnız İbrâhim'in babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat Allah'tan gelecek bir şeyi senden savamam" demesi hariç. "Rabbimiz, sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş(ümüz) sanadır!"
There is a goodly pattern for you in Abraham and those with him, when they told their folk: Lo! we are guiltless of you and all that ye worship beside Allah. We have done with you. And there hath arisen between us and you hostility and hate for ever until ye believe in Allah only - save that which Abraham promised his father (when he said): I will ask forgiveness for thee, though I own nothing for thee from Allah - our Lord! In Thee we put our trust, and unto Thee we turn repentant, and unto Thee is the journeying.
5. Rabbimiz, bizi inkâr edenler için bir sınav yapma (bizi onların baskı ve işkencesi altına düşürme), bizi bağışla. Rabbimiz, yegâne gâlib, hüküm ve hikmet sâhibi, ancak Sensin, Sen!
Our Lord! Make us not a prey for those who disbelieve, and forgive us, our Lord! Lo! Thou, only Thou, art the Mighty, the Wise.
6. Andolsun, onlarda sizin için, Allâh'ı ve "Son Günü" arzu edenler için güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse (bilsin ki) Allâh işte zengin, övgüye lâyık olan O'dur.
Verily ye have in them a goodly pattern for everyone who looketh to Allah and the Last Day. And whosoever may turn away, lo! still Allah, He is the Absolute, the Owner of Praise.
7. Belki de Allâh sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allâh kâdirdir. Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
It may be that Allah will ordain love between you and those of them with whom ye are at enmity. Allah is Mighty, and Allah is Forgiving, Merciful.
8. Allâh sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adâletli davranmaktan men'etmez. Çünkü Allâh, adâlet yapanları sever.
Allah forbiddeth you not those who warred not against you on account of religion and drove you not out from your homes, that ye should show them kindness and deal justly with them. Lo! Allah loveth the just dealers.
9. Allâh sizi, ancak sizinle din hakkında savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost olmaktan men'eder. Kim onlarla dost olursa, işte zâlimler onlardır.
Allah forbiddeth you only those who warred against you on account of religion and have driven you out from your homes and helped to drive you out, that ye make friends of them. Whosoever maketh friends of them - (All) such are wrong-doers.
10. Ey inananlar, mü'min kadınlar göç ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allâh onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların (gerçekten) inanmış olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri döndürmeyin. Ne bu(kadı)nlar onlara helâldir; ne de onlar bunlara helâl olurlar. Onların (bu kadınlara) harcadıkları(mehirleri)ni onlara verin. Ücretlerini kendilerine verdiğiniz takdirde bu(kadı)nlarla evlenmenizde sizin için bir günâh yoktur. Kâfir kadınların ismetlerini (nikâh bağlarını) tutmayın (onları salıverin ve kâfirlere katılan kadınlara) harcadığınız(mehri)i isteyin. Onlar da (size katılan kadınlarına) harcadıklarını istesinler. Bu size Allâh'ın hükmüdür. Aranızda (böyle) hükmediyor. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
O ye who believe! When believing women come unto you as fugitives, examine them. Allah is Best Aware of their faith. Then, if ye know them for true believers, send them not back unto the disbelievers. They are not lawful for the disbelievers, nor are the disbelievers lawful for them. And give the disbelievers that which they have spent (upon them). And it is no sin for you to marry such women when ye have given them their dues. And hold not to the ties of disbelieving women; and ask for (the return of) that which ye have spent; and let the disbelievers ask for that which they have spent. That is the judgement of Allah. He judgeth between you. Allah is Knower, Wise.
11. Eğer eşleriniz(e sarfettiğiniz mehirler)den herhangibir şey kâfirlere gider de, sonra (onlardan da size kaçan kadınlar çıkar ve bu kez mehir ödeme) sıra(sı) size gelirse eşleri giden (mü'minlere) harcadıklarının mislini verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının.
And if any of your wives have gone from you unto the disbelievers and afterward ye have your turn (of triumph), then give unto those whose wives have gone the like of that which they have spent, and keep your duty to Allah in Whom ye are believers.
12. Ey peygamber, inanmış kadınlar sana gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zinâ etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftirâ uydurup getirmemeleri, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana bi'at ederlerse onların bi'atlerini ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allâh, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
O Prophet! If believing women come unto thee, taking oath of allegiance unto thee that they will ascribe nothing as partner unto Allah, and will neither steal nor commit adultery nor kill their children, nor produce any lie that they have devised between their hands and feet, nor disobey thee in what is right, then accept their allegiance and ask Allah to forgive them. Lo! Allah is Forgiving, Merciful.
13. Ey inananlar, Allâh'ın kendilerine gazabettiği; kâfirlerin mezarlık halkından umudu kestiği gibi âhiretten umudu kesmiş olan bir topluluk ile dostluk etmeyin!
O ye who believe! Be not friendly with a folk with whom Allah is wroth, (a folk) who have despaired of the Hereafter as the disbelievers despair of those who are in the graves.



Toplam 13 Ayet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder