Translate

30 Temmuz 2012 Pazartesi

79 - Naziat [ Those Who Pull Out ]


1. Andolsun söküp çıkaranlara,
By those who drag forth to destruction,,
2. Hemen çekip alanlara,
By the meteors rushing,
3. Yüzüp gidenlere,
By the lone stars floating,
4. Yarışıp, geçenlere,
By the angels hastening,
5. Derken işi düzenleyenlere!
And those who govern the event,
6. O gün o gürültü sarsar.
On the day when the first trump resoundethh
7. Ardından başka bir gürültü gelir.
And the second followeth it,
8. O gün bazı yürekler çarpar.
On that day hearts beat painfullyy
9. Gözleri (korkudan) aşağı kayar.
While eyes are downcastt
10. Diyorlar ki: "Biz yine eski halimize döndürülecek miyiz?"
(Now) they are saying: Shall we really be restored to our first statee
11. Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?
Even after we are crumbled bones?
12. Öyle ise bu, ziyanlı bir dönüştür! dediler.
They say: Then that would be a vain proceeding.
13. O (olay zor değil) bir tek haykırış(a bakmakta)dır.
Surely it will need but one shout,
14. Hemen onlar uyanıklık alanındadırlar.
And lo! they will be awakened.
15. Mûsâ'nın haberi sana geldi mi?
Hath there come unto thee the history of Moses?
16. Hani Rabbi ona Kutsal Vâdi'de, "Tuvâ"'da ünlemişti:
How his Lord called him in the holy vale of Tuwa,
17. Fir'avn'a git, çünkü o azdı.
(Saying:) Go thou unto Pharaoh - Lo! he hath rebelledd
18. De ki: Arınmağa gönlün var mı?
And say (unto him): Hast thou (will) to grow (in grace)?
19. Seni Rabbin(in yolun)a ileteyim de O'ndan korkasın.
Then I will guide thee to thy Lord and thou shalt fear (Him).
20. Ona büyük mu'cizeyi gösterdi.
And he showed him the tremendous token.
21. Fakat o yalanladı, karşı geldi.
But be denied and disobeyed,
22. Sonra sırtını döndü; (Mûsâ'nın getirdiklerini iptal etmek için) çalışmağa koyuldu.
Then turned he away in haste,
23. (Adamlarını) Topladı, (onlara) bağırdı:
Then gathered he and summonedd
24. Ben sizin en yüce Rabbinizim! dedi.
And proclaimed: "I (Pharaoh) am your Lord the Highest"
25. Allâh da onu, sonun ve ilkin (âhiretin ve dünyânın) azâbıyle cezâlandırdı.
So Allah seized him (and made him) an example for the after (life) and for the former.
26. Şüphesiz bunda (Allah'tan) korkacak kimse için ibret vardır.
Lo! herein is indeed a lesson for him who feareth.
27. Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? (Allâh) onu yaptı.
Are ye the harder to create, or is the heaven that He built?
28. Kalınlığını (tavanını) yükseltti, onu düzenledi.
He raised the height thereof and ordered it;
29. Gecesini örtüp kararttı, kuşluğunu (güneşinin ışığını) açığa çıkardı.
And He made dark the night thereof, and He brought forth the morn thereof.
30. Bundan sonra da yeri yayıp yuvarlattı.
And after that He spread the earth,
31. Ondan suyunu ve otlağını çıkardı,
And produced therefrom the water thereof and the pasture thereof,
32. Dağları oturttu,
And He made fast the hills,
33. Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için.
A provision for you and for your cattle.
34. Herşeyi bastıran o büyük felâket geldiği zaman,
But when the great disaster cometh,
35. O gün insan, neyin peşinde koşmuş olduğunu hatırlar.
The day when man will call to mind his (whole) endeavour,
36. Gören kimseler için cehennem ortaya çıkarılmıştır.
And hell will stand forth visible to him who seeth,
37. Artık kim azmışsa,
Then, as for him who rebelledd
38. Ve şu yakın hayâtı yeğlemişse,
And chose the life of the world,
39. Onun barınağı cehennemdir.
Lo! hell will be his home.
40. Ama kim Rabbinin divânında dur(up hesap ver)mekten korkmuş ve nefsi(ni) kötü heves(ler) den men'etmişse
But as for him who feared to stand before his Lord and restrained his soul from lust,
41. Onun barınağı da cennettir.
Lo! the Garden will be his home.
42. Sana sâ'atden soruyorlar: Demir atması (gelip çatması) ne zaman diye.
They ask thee of the Hour: when will it come to port?
43. Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?!
Why (ask they)? What hast thou to tell thereof?
44. Onun bilgisi Rabbine âittir.
Unto thy Lord belongeth (knowledge of) the term thereof.
45. Sen ancak, ondan korkacak olanları uyarıcısın.
Thou art but a warner unto him who feareth it.
46. Onlar onu gördükleri zaman sanki (dünyâda) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
On the day when they behold it, it will be as if they had but tarried for an evening or the morn thereof.



Toplam 46 Ayet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder